Yaklaşık 1 yıldır üniversitede biyokimya asistanıyım (illa seçmek istiyorsanız eğitim araştırmaları öneririm, en azından işin içinde pişersiniz çoğu üniversitede olduğu gibi dış kapının dış mandalına dönmezsiniz.). Açıkçası hasta görmeden mobbingsiz çalışmaktı temel hedefim o yüzden tercih ettim. İnsan zamanla ben tıp mezunu muyum onu bile unutuyor, hiç unutmam dediğim bilgilerim bile yavaştan gitmeye başladım artık ama bunları hiç takmamıştım seçerken. En başta her türlü ortamda internetten olsun yüz yüze olsun biyokimyayı bi överdim bi överdim çok güzeldi her şey (bütün övdüğüm her şeyi kaldırttım bu arada). Bu yaklaşık 3-4 ay kadar sürdü. Sonra artık ben burda napıyorum ya diye sorgulamaya başlıyor insan. Belki de tüm temel bilimlerde olan bir şey bu. O yüzden biraz geçmesini bekledim açıkçası. Geliyorum o gün ne yapacağım belirsiz, rutin bir işim yok, onaylar da bizde değil. Yine de hadi bana dokunmayan yılan bin yaşasın diye en azından bi zararı yok diye nötr vaziyette düşünmeye devam ediyordum. Ben bugün bölüme geldim ama gelsem de gelmesem de bi şey değişmeyecekti diye düşünüyordum ki halen de öyle aslında. Zamanla hangi kan hangi tüpe alınır onu bile unutur karıştırır hale geldim hatta (iki üç tane temel rutin şey hariç tabi). Baktım ki ben bu bölümdeyken köreliyorum. Bi yandan da hocalar filan sizden akademik çalışma bekliyor ama akademik çalışmaya ilk adımlarda en azından kendilerinin yol gösterici olmalarını beklerdim açıkçası. Ben fakültede oturdum ders çalıştım ne makale yazdım ne vaka yayımladım. Başka bölümlerin yüksek lisans yapmasındaki amaç da o zaten yayın nasıl yapılır filan o süreci öğrenmek aslında. Zaten çoğu hocamızın hiçbir şeye vakti yok. En iyi hocalarımız sürekli bi ihaleydi bilmem neydi peşinde koşturmaktan bize vakit ayıramaz haldeler. Bazen bi görev veriyorlar mesela o da hadi şunu yapın da oyalanın der gibi. Yaparken mantığını anlamıyoruz yaptıktan sonra o yaptığımız şey ne işe yaradı onu bilmiyoruz, her şey havada. Çünkü hocaya geri danışıcaz hocayı yakalayamıyoruz. Uzman olduğumuzda mesela sabahları kalite kontrolleri yapıp cihazlarda bir arıza çıktığında ilk başvurulan kişi olacağız ancak teknisyenler benden çok daha fazlasıyla biliyorlar cihazları ve bizim üniversitedeki saçma zorunlu dersler ve onların sınavları yüzünden doğru düzgün rotasyonlarımıza gidemiyoruz. Bu kısım biraz benim bulunduğum yerden kaynaklı, bu şekil zorunlu dersler çoğu yerde yok. Kalite kontrollerde bir sorun görüyorum mesela teknisyene diyorum he biliyorum diyip geçiyor. Adam 20 yıldır orda o cihazı çalışan adam, ben daha dün gelmişim dediğim şeyin gözünde kıymeti yok ki zaten. Sınavlardan derslerden vakit buldukça cihazları öğrenmek istiyoruz gidiyoruz orda da teknisyenin insafına kalmışız biraz, iyi anlatırsa anlatıyor. Makale ve vaka sunumlarımız var bi de her yerde olduğu gibi. Makaleyi seçiyoruz mesela, tıp dışıların ilgisini çekmez daha temel seçin diye diye hiç anlamadığımız tamamen kimya ağırlıklı şeyleri anlatmaya debelendiğimiz oluyor. Zaten bu bölümdeyseniz ya da bir temel bilimdeyseniz biyoistatistik bilginizin ve akademik çalışma yetkinliğinizin iyi olması şart gibi bi şey aslında.
İlerde zorunluya atandığımda ne yapacağım diye düşünmeye başladım. Bu arada biyokimyanın klasik DHY yerlerini de söyleyeyim hiç aratıp bakmanıza gerek yok: Bitlis, Şırnak, Hakkari. Arada bi de Ağrı, Erzincan filan. He nadiren batıdan ya da iç anadoludan bi yer görürsünüz 1 tane numunelik, ona da sevinmeyin çok muhtemelen eş durumuyla kapılıyor o. Geçen Sinop vardı, herkes orayı yazmıştı mesela bi umut.
Diğer bi sıkıntı da tıp dışı asistanlar. Yani çok iyi geçinebilirsiniz iyi arkadaş olabilirsiniz, kendilerini küçümsemek için söylemiyorum ama genel olarak çoğu bizi işlerine geldiği gibi görüyorlar. İşlerine geldi mi biz onlar gibiyiz ya da yine işlerine geldi mi onlar bizler gibi. Biz tıp fakültesinde çözelti hazırlamayı, spektrofotometrik okuma yapmayı, ELISA plate okutmayı, molarite hesaplamayı vs sürekli yapıyor değiliz hatta dönem 1-2'de deneylerde görmüşüz o kadar geçmiş gitmiş sonrası perküsyon palpasyon filan. Tamamen lisede kalmış aslında çoğu şey. Bu tıp dışı mezun olan grup lisansta hep bu işleri yaptıklarından bizim bu konulardan uzaklığımızı, çünkü zaten doktor olduğumuzu fark etmiyorlar. Biyokimya gibi bir temel bölüm okumak tıp üzerine kimya okumak gibi tamamen ayrı bir şey. Böyle ortamlarda bilgileriyle sizi ezebiliyorlar. Hocalarınız tıp kökenli olsa bile sizi savunamayıp ezdirebilirler ona da güvenmeyin, yeri geliyor tıp dışı hocalarınızın sizi daha iyi koruduğu oluyor.
Öğrenci labları demişken onlar da biraz sıkıcıdır mesela öğleden sonra başlayıp akşam 5'e kadar sürer de sürer bazı deneyler. Bi de açıkçası bakıyorum o öğrenciler bazı deneyleri bilse ne bilmese ne cidden, o halde deney sonu hazırladıkları kağıtlardan puan kırıp bi de daha bunu bilmiyorlar filan diye dalga geçiliyorlar tıp dışılar arasında. Bi de bunların ön hazırlık deneyleri vardır kimyasallar çalışıyor mu her şey yolunda mı filan diye bakılan bi aşama bu da. Hem hazırlığına hem deney aşamasına birer gününüz gider.
Sona doğru bir de tez kısmı aklıma geldi. Yine en bunaltıcı kısımlardan biri. Başladığınız yerde peki ben buraya gelirsem tez danışmanım hangi hoca olur tahminen, nasıldır gibi şeyler sorabilirsiniz bence çünkü bayağı kritik bi konu. Hayvan deneyi yapsanız şimdi hem sertifikanız olması lazım hem de sertfika almak yetmez deneyimli ve size yardımcı olabilecek biri lazım. Deney sonuçlarını inceleyecek histolojiden biri lazım. Histolojiden bir asistan inceliyorsa onu ve hocasını teze eklemeniz lazım. Dolar yükseldi diye proje destekleri çoğu şeye ya ucu ucuna yetiyor ya yetmiyor. Kit alıyorsunuz, iki üç tane antikor almaya bütün bütçe sıfırlanıyor. Klinikle korele bi çalışma yapayım deseniz hem klinikte yardımcı olan asistanı hem de hocasını sırf size hastadan örnek topladı diye yine eklemeniz gerekiyor ki o toplanılan örnek de işte artık ne kadar özenli toplanabilirse ve klinikle ne kadar koopere olunabilirse. Bazen de bakarsınız ne güzel cihazlar vardır bölümünüzde ama dokunmanız yasaktır çünkü bilmem kim hocanın cihazıdır. Zamanında hoca bi projeye verilen destekle almıştır o cihazları bölüme ama kendi aldırdı diye kullandırtmaz. Ne güzel bi laboratuvar vardır ama giremezsiniz çünkü yine bilmem kim hocanın laboratuvarıdır. İçerdeki her şey toz tutsun önemli değil siz girmeyin dokunmayın bozarsınız. Bizim zaten işimiz cihazlarla, ben o cihazları da öğrenmeliyim ki gelişeyim. Cihazı da öğrenmeyeceksem kitap okumayı evde de yaparım. Bazen aile hekimliğindeki ya da halk sağlığındaki anket tarzı tezlere özeniyorum, klinik bölümlerde yapılan daha somut hastalıklara yönelik tezlere de özeniyorum açıkçası ama bunlar benlik kişisel şeyler tabi kimisine tam tersi de gelebilir. Neyse işte.
Başta mobbingsiz çalışmaktı amacım dedim ama ben bu bölümde ağlatılan asistan da gördüm hoca da gördüm. Yani o denli profesyonel mobbingler ki keşke cerrahi bölümde olsam da hoca bari küfür etseydi aşağılasaydı en azından bana şunu yaptı diye söyleyebilirdim diyor insan. Tabiki temel bilim sonuçta, iş yükü de mobbingi de başka tıp bölümlerinden çok daha düşüktür illaki ama böyle bi durum da var malesef.
Genel olarak ilk bakışta bunlar geldi aklıma, sizin aklınıza takılan, bölümle ilgili merak ettiğiniz her şeyi sorabilirsiniz yine. İyi çalışmalar herkese